İki dünya ayrımı arasında, zamanın görünümlerinin bakış açısından nedensel derinliğine gidip gelme özgürlüğü, ustanın becerisidir der Joseph Campbell Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nda. Bahsettiği iki dünya ruh beden bütünlüğünü ve ayrılığını, kahramanın kendini bulduğu ve kaybettiği anları, yaşamı ve ölümü simgeler bu bölümde. Dengeyi kurmanın imkansız olduğunu düşündüğümüz anlarda bile, iki zıtlığı aynı bünyede var ettiğinde usta olur kahraman. Kendi ölümünü kabullendiğinde, kendi bedeninin değil ruhunun ölümsüz olabileceğini kavradığında, kendini aştığında bu yola devam eder kahraman.
Baktığımız açıdan başlayan hikayede çağrıyı kabul eden, eşikleri aşan, dönüş yoluna çıkmaya hazırlanan kahramanın karşısına kendi gibi yolcu görünümlü bilgeler çıkar. Bhadavad Gita’da Efendinin Şarkısı kısmında Arjuna’nın karşılaştığı Vişnu buna bir örnektir. Ortak hikayelerdeki oluşum Görünümün Değişmesi olarak anlatılır. Ona Maceraya Çağrı’daki rehber gibi yolu gösteren, ancak yüreğiyle baktığında, sezgilerini eğittiğinde, dünyayı değil kendini değiştirebildiğinde karşısındakinin tanrı yüzünü görebileceğini söyler.
Kahramanın tanrıyla karşılaşması ne olursa olsun gerçekleşecektir ve aynı anlamı taşıyacaktır. Bu yüzden “aşkın evrenseli simgeleyen figür”, tanrı, ırksal ve konumsal anlama değil, tarihsel ana aittir. Yani yapması gereken her şeyi, kahramana aktarması gereken her şeyi, olması gereken yoğunlukta aktarır.
Kahramanın serüveninde başına gelenler, yaptığı seçimler doğrultusunda şekillenir. Buradaki simgeler, yalnızca iletişim araçlarıdır. Tanrının düşkün olarak gelmesi bir şey anlatırken soylu olarak gelmesi bambaşka bir şey anlatır hale gelir. Bu sürecin şekillenmesiyle de zaten devam edecek olan kahraman yücelirken, yükselirken; gereken gücü ve cesareti sergileyemeyecek olan kahraman yoldan ötededir.
“Teoloğun sorunu, simgesini; geçirmesi gereken ışığı engellememesi için saydam tutmaktır.” Görünümün değişmesinde özellikle anlatılan ve örnekleri verilen dini figürler vardır; İsa, Yakup, bir yönüyle Vişnu… Hikayenin “iki dünya” olan kısmında öteki dünyayı ve özellikle öteki dünyanın varlığını vurgulayan diğer tanrısal figürler yer alır. Çünkü bize içi, ruhu, benden içeri bir ben olduğunu anlatabilecek; daha doğrusu bizi buna en kolay ikna edebilecek kesimdir din adamları. Söylediği yalan-gerçeklerle hikayelerde kahramanları, dünyada insanları başka bir yol olduğuna inandıran iki dünyacılar, kahramana yansıttığı gerçeğin içindeki yalanı doğru oranda tutmayı öğrenmiştir. Tanrının büründüğü şekil ve gerçek şeklin kahramana görünürlüğü nasıl kahramanın anlık ve genel sergileyeceği tutuma bağlıysa teoloğun kuracağı yalan gerçek “denge”si de buna benzetilebilir. Dinin, inancın dönüş yolundakinde tutacağı yer de kahramanın cesaretine, geçmişine, bazı hikayelerde kaderine ve adanmışlık seviyesine bağlı olarak değişim gösterecektir. Kahramanın yolunda inanç, kalp, az veya çok bir rol oynar.
Yeterince zaman geçtiğinde yolcu; aldığı uzun ruhsal disiplinler, öğretiler ve hatta darbeler doğrultusunda kişisel sınırlarına, çekişmelerine, umut ve korkularına olan bağlılığını terk eder. Yani dünyevi duygular, aktarımlar ve bu hallere olan temastan uzaklaşır. Artık doğrunun gerçekleşmesinde yeniden doğuş için gerekli olan özkıyımına karşı direnmez. Kendini ulaşacağı şeyler için, sonsuz olmak için, nesne olmamak için, somut olma halinden çıkmak için değiştirmekten çekinmez. Kendini temeliyle yıkmaktan uzak durmaz. Dönüşümden korkmaz, dönüşeceği halden korkmaz. Bilir ki öğretileri vardır, heybesi doludur. Usta olmak için, denge için, maddeden öte olmak için savaşır. Önce kendiyle, sonra dünyayla…
En sonunda büyük an için nitelikleri tam olarak gelişmiş olur. Bir isimsiz olur. Yasa, kayıtsız şartsız kabul etmesiyle onun içinde yaşar.
Bununla birlikte bir aktörün oynadığı rolün kostümünü giysin giymesin hep bir insan olması gibi kahraman da hangi yollardan geçtiğini bilerek, ustalarının görünümlerini, öğretilerini hatırlayarak, bir sonsuz olmakla beraber fani olduğunu bilerek yaşar. Yaşayarak yaşatır. Her zaman bir öğrenci olur.
“Yok edilmezi tam olarak bilen kişi de yok edilmezdir.”
Comments